+(90)5382762199
·
info@emreozturk.av.tr
·
Pzt - Cum 09:00-18:00
Avukata Sor

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA DAVASI

Kamulaştırmasız el atma, idare tarafından özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırma usulleri uygulanmadan doğrudan mülkiyet hakkını sınırlayacak şekilde el konulmasıdır.

Kamulaştırmasız el atma fiili el atma ve hukuki el atma şeklinde iki yolla yapılmaktadır. İdare, hiçbir bedel ödemeden doğrudan taşınmaz üzerinde yol veya döküm sahası olarak kullanma, inşaat yapma vb. durumlarda fiili el atma söz konusudur.

Bununla birlikte Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.06.2010 gün, E. 2010/5-662, K. 2010/651 sayılı kararına göre “Uzun yıllar programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği açıktır.” Şeklindeki kararından hukuki el atma söz konusudur.

Kamulaştırmasız el atmada mülkiyet hakkı idare tarafından ihlal edilen malik idareye karşı adli yargıda el atmanın önlenmesi, kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil davaları ile idari yargıda tam yargı davası açma hakkına sahiptir.

El atmanın Önlenmesi Davası

Türk Medeni Kanunu 683. maddesinde “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı… her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.” Hükmü gereği taşınmaz sahipleri hukuka aykırı el atmanın önlenmesi için dava açabilirler. Hak sahipleri haksız el atmanın sona erdirilmesi talebi ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesini de talep edebilir.

Mülkiyet hakkını ihlal eden herkese karşı açılabilir. El atmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkı üzerinde devam eden bir tecavüz söz konusu olduğu için herhangi bir zamanaşımına tabi değildir.

Kamulaştırmasız El Atma Davası

Bu davada haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası niteliğindedir.

16.5.1956 gün, E.1, K.6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararında da bu husus değerlendirilmiş ve usulsüz olarak taşınmaz malı üzerinden yol geçirilen şahsın ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu fiili duruma razı olduğu takdirde, taşınmaz malının değer karşılığının verilmesini isteyebileceğine hükmedilmiştir. Kamulaştırmasız el atma davası ile birlikte ecrimisil talebinde de bulunulabilir.

Ecrimisil Davası

Türk Medeni Kanunu’nun 995. Maddesine göre “malikin iyiniyetli olmayan zilyetten, malını haksız olarak alıkoymasından(işgalinden) dolayı uğradığı zararın tazminini talep ettiği bir davadır. Uygulamada ecrimisil, haksız işgal edilen taşınmazın kira karşılığı olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay 26.03.2009 gün ve 2009/2906 esas ve 2009/5182 sayılı kararında, taşınmaz mal açısından ecrimisilin bir haksız işgal tazminatı olduğunu ve tazminatın miktarının en az kira bedeli, en çok ise tam gelir yoksunluğu olacağını belirtmiştir.

Ecrimisil kira bedeli olarak kabul edildiği için talep edilmesi TBK’nın 147. Maddesi gereği 5 yıllık zamanaşımına tabi olacaktır. Kamulaştırmasız el koyma halinde, ecrimisil davası tek başına açılabileceği gibi el atmanın önlenmesi veya kamulaştırmasız el atma davası ile birlikte de açılabilir.

Tam Yargı Davası

İdare tarafından yapılan imar planlarının fiilen hayata geçirilmemesi ve yıllarca kamulaştırma konusunda suskun kalınması ile özel mülkiyetteki imar kısıtlılığı sonucu zarara uğrayan hak sahipleri idari yargıda tam yargı davası açarak idareden zararlarının giderilmesini isteyebilir.

Related Posts

Leave a Reply

Sohbet
Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Merhaba EMRE ÖZTÜRK Avukatlık Arabuluculuk Bürosuna Hoş Geldiniz Sizlere Nasıl Yardımcı Olabiliriz?