+(90)5382762199
·
info@emreozturk.av.tr
·
Pzt - Cum 09:00-18:00
Avukata Sor

HAKARET SUÇU

Hakaret Suçu

“Hakaret suçu” Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

Hakaret suçunun; Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. (TCK Madde 125)

“Hakaret suçunda” Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.

Hakaret suçunda Mağdur, şikâyet etmeden önce ölürse veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikâyette bulunulabilir.

Hakaret Suçunda Mağdurun belirlenmesi(Matufiyet)

Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır. (TCK. Madde 126)

Hakaret suçunda matufiyet unsurunun oluşup oluşmadığına yönelik inceleme hakaret suçundan beraat edebilmek için önemlidir. Nitekim  YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E.2016/10855 K. 2018/3601 ve 14.03.2018 tarihli kararında “Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın, ”mağdurun tanıdığı olan ve Diyarbakırlı olduğunu söyleyen erkek bir şahsın, kendisini tehdit etmesi üzerine hakaret etmiş olabileceği yönündeki” savunması ile mesaj tespit tutanağına yansıtılan mesaj içeriği dikkate alındığında, “hakaret” içeren sözlerin katılana yönelik olmaması nedeniyle, hakaret suçundan matufiyet şartının gerçekleşmediği gözetilmeden, unsurları oluşmayan suçtan mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık …’in temyiz nedenlerinin kabulüyle tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA” şeklinde hüküm kurmuştur.

Hakaret suçundan dolayı yapılan ceza yargılamasının akabinde hakaret suçundan dolayı kişilik hakları zedelenen mağdur tazminat davası açma hakkına sahiptir. Bu tazminat davasında da hâkim matufiyet unsurunu değerlendirmelidir. Nitekim aşağıda verilen emsal kararlar bu yöndedir.

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2016/13407 K. 2018/7257 ve 22.11.2018 tarihli kararında “Özeti: Dava, internet yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalının sosyal paylaşım ağı Twitter hesabı üzerinden yazdığı ifadelerde, davacının ismini belirtmemiş olmasına rağmen isnatların mahiyetinden davacıyı kastettiği anlaşıldığından somut olayda matufiyet şartı gerçekleşmiştir. O halde, internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada matufiyet unsuru gerçekleştiğinden, davalının Twitter paylaşımı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir”

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E.2010/3-441 K. 2010/431 ve 29.09.2010 tarihli  “Özeti: Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. Davacı, davalının ceza mahkemesindeki savunması karşısında kendisinin rüşvet almakla suçlandığını ileri sürerek manevi tazminat istemektedir. Davalının söylediği sözün dava dışı N.K.’ya yönelik olduğu ve “hakaret” oluşturduğu ceza mahkemesince belirlendiğine göre, bu belirleme hukuk hâkimini bağlayıcıdır. Ceza yargılaması sırasındaki davalı beyanı, savunma sınırları içinde olup herhangi bir meclis üyesinin ismi açıklanmadığından matufiyet de söz konusu değildir. Şu durum karşısında savunma sınırları içinde kalan bu sözlerin davacıya yönelik olmadığı ve kişilik hakkına saldırı oluşturmadığı nedeniyle davanın reddedilmesi gerekir.”

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2015/9092 K.2016/11408 ve 21.11.2016 tarihli “Somut olayda davalının Eğitim İş Sendikası Facebook Sayfasındaki ifadeleri incelendiğinde, davacının isminin ve sıfatının belirtilmediği, bu açıklamaya neden olan olay ilgili olarak mahalli gazetelerde yer alan haberlerde de davacının isminin belirtilmediği, ortalama bir kişinin davalının sözlerinin muhatabının davacı olduğunu anlayamayacağı, bu durumda davalının ifadelerinin davacıya matuf olmadığının kabulü gerekir. Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve düşme kararları nitelikleri itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. anlamında hukuk hâkimi yönünden bağlayıcı değildir. Somut olayın oluşunun, hukuk hâkimi tarafından deliller serbestçe değerlendirilerek takdir edilmesi gerekir. O halde, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davanın, matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.”

Related Posts

Leave a Reply

Sohbet
Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Merhaba EMRE ÖZTÜRK Avukatlık Arabuluculuk Bürosuna Hoş Geldiniz Sizlere Nasıl Yardımcı Olabiliriz?